İlçede eski evlilikler görücü usulü ile yapılır, oğlan tarafı kızı beğenirse dünür gidilir, nişan ve düğün şeklinde iki aşamalı olarak gerçekleşirdi. Günümüzde ise gençler daha çok anlaşarak evlenmektedirler. Burada anlatılacak düğün geleneğe göre yapılan düğündür.
Kız Beğenme: Evlenecek oğlanın ailesi samimi olduğu iki hanımla beraber oğluna kız aramaya çıkar. Çevreden gelen telkinlere göre, göze kestirilen ve beğenilen kız her hareketiyle izlenmeye alınır. Misafir kabul edişi, ağır başlılığı, evdeki hal ve hareketleri, büyüklerine ve kardeşlerine karşı davranışları, yemek yapışı ve çamaşır yıkaması gibi bütün davranışları izlenir. Hatta eve habersiz gidilerek günlük yaşantısı da kontrol edilir. Kız uygun görülürse, çevrede yapılan bir düğün kınasında oynanan oyunlarda kızı oğlan yakınları (oğlanın kız kardeşleri, yengeleri vb.) oyuna çıkarır. Kızla oynanan bu oyundan sonra evlenecek gencin yakınları kızla sıra ile oyuna çıkarlar. Böylece durum çevreye ilan edilmiş olur.
Kız İsteme: Kız beğenmeden sonra evlenecek gencin ailesi ve yakınlarından bir kaç hanım kız evine gider. Bir süre sohbetten sonra kız evine geliş nedeni açıklanır. Gelenler şunu söylerler: “Çiğdemleri kaza kaza, yolları toza toza, Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile oğlumuz için kızınız 'ya dünür geldik" derler. Bunun üzerine kız annesi hanımlara söyle cevap verir: “Kısmet olursa gelir Hint'den Yemen'den, kısmet olmazsa ne gelir elden" diyerek kız tarafı bir kaç gün izin ister. Cevap uygun olur ise, iki aile bir araya gelerek söz kesme gününü belirler.
Söz kesme günü gencin yakınları ve köyün yaşlılarından oluşan bir grup kız evine gider. Yemekler yenir, çaylar içilir. Bir süre sohbetten sonra yaşlılardan biri kız babasına “yükümüzü sırtımıza sarıver" der. Bunun üzerine kız tarafının hazırladığı liste incelenir. Kıza verilecek altın sayısı ve çeyiz eşyaları görüşülür ve alınacaklar karara bağlanır. Kıza yü-zük takılır ve eğlenceler yapılır.
Nişan ve Nişanlılık: Nişan günü belirlendikten sonra, erkek tarafı kızın nişan ihtiyaçlarını alır. Nişan çevreye duyurulur ve davet yapılır. Kız evine davetliler ile birlikte gidilir. Yöre oyunları, türküler eşliğinde oynanır. Nişan yüzükleri takılarak kız ve oğlan yakınları getirdikleri hediyeleri verirler.
Nişan döneminde gençler birbirleriyle açık açık görüşemezler. Dini Bayramlarda erkek tarafi kız tarafını ziyarete gider ve yanında kurbanlık , kız için elbiseleri hediye olarak götürür. Nişanlı ve sözlü kızlar genellikle oğlan yakınlarından kaçarlar. Bu durum erkek yakınları kıza bahşiş karşılığında ellerini öptürünceye kadar devam eder.
Düğün: Kıbrıscık'ta geleneksel düğünler aşağıdaki aşamalardan geçerek yapılır.
Urba Görme: Gençlerin aileleri bir araya gelerek dünürlükte belirlenen eşyaların alınacağı günü ve düğün tarihini belirlerler. Belirlenen gün kız ve erkek ailelerinden oluşan grup, kızın çeyizini almak üzere ilçe merkezindeki bir manifaturacıya giderler. Söz kesmede listede belirtilen eşyalar alınır. Alınan bu eşyalar kızın giyimi için kullanılacağı gibi bir kısmı da düğün sonunda kız ve oğlan yakınlarına dağıtılır. Bu eşyaları alma işine urba görme denir.
Düğüne Davet: Düğüne davet edileceklere 20 gün önce yakınlık derecelerine göre hediyeler dağıtılarak, düğün tarihi haber verilir. Dağıtılan bu hediyelere “ağırlık" denir. Düğünler iki değişik şekilde başlar. Bir kısım geleneksel düğünler Pazartesi günü başlar ve beş gün sürer, diğer geleneksel düğünler ise Cuma günü başlar ve dört günde tamamlanır. Düğün öncesi ekmek yapılır. Ekmek yapımına köyde yaşayan herkes davet edilir. Köy kadınları ekmek yapımını eğlenceye dönüştürürler. Kaynanadan bahşiş alabilmek için çeşitli oyunlar yaparlar. Bu oyunların geneline kendürük oyunları denir. Ekmekle birlikte kına gecesinde kız ve yarenlerin yemesi için kız çöreği yapılır. Bu çöreğin içine leblebi, üzüm, diken, para konulur.
Çeyiz Katırı: Düğünün ilk günü davetliler oğlan evinde toplanırlar. Gelinlik kıza gidecek eşyalar hazırlanır ve bir katıra yüklenir. Koç veya kısır bir koyun da düğünde yenmek üzere katıra yüklenir. Katırın boynuna büyük bir çan takılır ve üzerine imam bindirilerek kız evine gidilir. Kız tarafı gelen misafirleri karşılayarak yer gösterir. Eğlence içinde sohbetler yapılır, yemekler yenir. Yemekten sonra kız tarafının gençleri, gelen misafirlerden ve düğün sahiplerinden bahşiş koparabilmek için çesitli oyunlar yaparlar. Bu tür sohbetlerden sonra geriye dönülür.
Kısır Kına: Kızın hazırladığı çeyiz, akraba ve komşulara gösterilmek üzere kız yarenleri tara- findan kız evinde sergiye asılır. Asılan çeyizin altında dönbek eşliğinde söylenen türkülerle düğün eğlenceleri başlatılır. Yöre oyunları büyük bir coşkuyla oynanır.
Kına: Kınaya katılmak üzere oğlan evinde toplanan kişilere kınacı denir. Önde bayrak ve kavalcı, damat yaşıtlarından oluşan seymenler, arkada kadın ve gene kızlann oluşturduğu grup kız evine gider. Kadınların içinde bir dönbekçi ve elinde iki çan bulunan bir kadın yolda dönbek ve çanlarla ritim tutarlar. Kız evinde seymenler bir odaya alınır ve burada kaval eşliğinde yöre oyunları oynanır. Kadınların kız evine varışları ile kız evinin kapısı kız yarenleri tarafindan tutulur. Bahşiş alındıktan sonra kapı açılır. Kadınlar çeyiz bulunan odaya alınarak çeyiz odası gösterilir. Akşam kıza kına yakılır. Kınayı gelinin en yakın arkadaşı, gelinin iki avucunun orta-sına ve parmaklarının ön ve arkas- ma sürerek yakar. Kına yakılan eller özel torbalara sa-rılarak sabaha kadar bekletilir. Bu torbalardan biri beyaz diğeri kırmızı renklidir. Bu gelin kız için, “al gelinliğinle gelin ol, gelin olduğun evden beyaz kefenle çık" anlamına gelir. Kına yakılırken gelinlik kızı ağlatmak adettendir. Gelin ağlatma manisi ise şöyledir:
Dernektir derilir gelir,
|
Emir dağının küneri,
|
Emir dağının gürgeni
|
Adettir kurulur gelir,
|
Hani bu kızın hüneri
|
Hani bu kızın yorganı,
|
Al yeşil yarenim,
|
Al yeşil yarenim,
|
Al yeşil yarenim.
|
Kınan al olsun,
|
Kınan al olsun,
|
Kınan al olsun,
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Emir dağının meşesi
|
Emir dağının fındığı
|
Emir dağının fistığı
|
Hani bu kızın döşesi
|
Hani bu kızın sandığı
|
Hani bu kızın yastığı
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Emir dağının cevizi
|
Atının kuyruğu saçak
|
Atının kuyruğu düğüm
|
Hani bu kızın çeyizi
|
Ayrılık günleri gerçek
|
Ayrılık günleri bu gün
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Değirmi tarla senindir
|
Ekmek yediğim gardaşlar
|
Atladı gitti eşiği
|
İçinde gezen yarindir
|
Giycekyuduğum dondaşlar
|
Sofrada kaldı kaşığı
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Al yeşil yarenim
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Kınan al olsun
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Vardığın yerlerde
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun
|
Dirliğin bal olsun.
|
Bu mani gelinlik kızı, yarenlerinin dizleri üzerine yatırılarak söylenerek devam eder. Kına yakma bittikten sonra dönbek eşliğinde yöre türküleri söylenerek oyunlar oynanır. Kınacılar evden ayrıldıktan sonra kız yarenleri gelinlik kızla birlikte kalırlar. Oğlan evinden gelen ve içinde kız çöreği ve kuru yemiş bulunan torba açılır. Kız çöreğini henüz nişanlanmamış bir kızın başı üzerinde bölünerek kız yarenlerine taksim edilmesi adettir. Bu nedenle bu kızın şansının açılacağına inanılır. Eğlence içinde torba ile gelenler yenir
Kına gecesinin önemli bir olayı da, damadın kız çeyizine bir çember asmasıdır. Kız yakını erkekler damadı eve almamak, kız yarenleri ise çemberin asılmasını sağlamak için bütün hünerlerini gösterirler. Damat eve girerken yakalanırsa, ancak büyük bahşiş karşılığı serbest bırakılabilir. Böylece kına gecesi eğlenceleri sona erer.
Gelin Alma : Gelin almaya katılan, kadın ve kızlar genellikle yöre giysilerini giyerler. Damat evinde toplanan seymenler, gelin alıcılar toplanın- caya kadar çeşitli oyunlar oynarlar. Yöre oyunlarının yanısıra orta oyunundan örnekler de verilir. Bu oyunlardan en gözde olanı Arap Oyunudur. (Seymenler ve gelen misafirler arasından bir kadı, bir bey, doncak bırakılan iki gencin yağlıkara ile vücutları boyanır, sırtlarına yastıklar bağlanır ve arap yapılır. Ayrıca iki asker ve iki gençde kadın kılığına sokulur. Oyun arapların sapana koşularak alanda çift sürme taklidi ile başlar. Bir ara boş bırakılan araplar kadınları kaçırırlar ve askerler ta- rafindan yakalanılarak geri getirilirler. Bey ve kadı tara-fından yargılanarak falaka cezasına çarptırılırlar. Bu yargılamalar genellikle sözlerin çarptılması şeklinde sürdürülür. Sonra araplar birbirlerini suçlayarak ellerindeki palaskaları birbirlerinin sırtındaki yastıklara vurarak ritmik hareketlerle oyunu alanda sürdürürler.)
Düğünde hazırlanan aş (pilav) yemek olarak düğüne katılanlara verilir. Yemeğe gele-meyen yaşlılara ve hastalara aş gönderilir. Düğün aşından yemek sevaptır. Yemekten sonra atlı veya yaya olarak gruplar halinde kız evine hareket edilir. Bayrakçı, kavalcı ve silahlı seymenler önde yola çıkılır. Genellikle cezayir oyunu oynayan seymenlerin oyunları ile kız evine varılır.
Kız evinde kız yarenleri kızı hazırlarlar. Gelinin iç çamaşırları üzerine bindallı, onun üstüne fermana giydirilir. Gelinin başına tepelik giydirilir. Tepeliğin üzerine uğur çevresi bağlanır. Sonra bir tarafı kırmızı.bir tarafı yeşil koni biçimideki duvaküzeri- ne geçirilir. Üzerine pullu tütek aılarak Aynalı çar bağlanır. Gelinin sol eline beyaz,sağ eline kırmızı bez bağlanır. Beyaz ölüm ve kefeni, kırmızı kısmeti hatılatırken baki olan ölüme rağmen insanın hayatı boyunca güçlü olması gerektiğini vurgular. Gelin giydirilmesinden sonra gelinin beline kuşağı, oğlan kardeşi kuşatır.
Gelin hazırlandıktan sonra, gelin evi boşaltılır. Yanında sadece kız yarenleri kalır. Gelin kızla yarenleri vedalaşır. Kapıyı tutan kız yarenlerine kayınpeder bahşiş vererek gelini alır. Bu sırada kavalcı, gelini ata bindirme havası vurmaya başlar. Gelin atı üzerinde çerkez eğeri denilen bir eğer bulunur. Bunun üzerine gelin yastığı bağlanır. Gelin atına, gelinin erkek kardeşi yoksa yakınlarından bir çocuk bindirilir. Kayınpeder bu çocuğa bahşiş vererek attan indirir. Evden çıkan gelin adayı sağ ayağını üzengiye atarak yakınlarının yardımı ile ata biner.. Gelin ata bindikten sonra kayınpeder tarafından gelinin başına madeni paralar saçılır. Kavalcı gelin ata bindirme havaları çalar. Kavala, bayrakçı ve seğmenlere mendil bağlamak adetten- dir.Gelin atı önde, bayrakçı, seymenlerve kadınlar arkada damat evine hareket edilir. Atlı gelinalıcılar atlarını yarıştırırlar. Bu arada kız evinden bir bardak, çivi ve hamur mayası habersiz alınır. Gelinin bahtının açık olması için bardak yolda kırılır.Gelin çeşme önünden veya göl kıyısından geçirilir.Gelin su kenarından geçerken evlendiği eşinin iyi huylu ve geçimli olması dileğinde bulunur.Gelin alayını kaynana karşılar.Gelinin üstünden kuruyemiş ve madeni para saçar. Geline bağışlayacağıadak ve hediyeleri sayar (İnek, koyun, keçi vb. gibi)
Gelin attan indiğinde atın ayağına eğilir ve öper. (Atlar Türk geleneğinde kutsaldır. Çok ince ruhlu ve hassastır. Gelin atı çevrenin en iyi atıdır. Bu atların, gelin kızın namusunda bir şüphe varsa onu sırtına bindirmez veya sırtından atacağına inanılır.) Gelin, atın yüzünü güldürdüğü, koca evine getirdiği için atın ayağını öper. Daha sonra kaynana ve kayınpederin elini öper. Eline su dolu bir ibrik verilir. İbrikteki suyu sağa sola döker, suyun berraklığı ve akıcılığının yeni yuvada her işe yansıması istenir. ocağın iki köşesine tekme atar. Damat odasına girer Ocak köşelerine tekme atar.Buna küpirpir denir. Gelinin bastığı yeri titreten, cesaretli, cesur olduğunu göstermek için yapılır. Kız evinden alınan maya ocaklık başına gelin tarafindan sürülür. Bu nedenle gelinin eve ısınacağına, sudan sebeplerle ana evine gitmeyeceğine inanılır.
Gelin salona çıkarılarak, bekar gençlerden iki kişi çağrılıp gelinin önünde dönbek eşliğinde türkü söyleyerek oynatılır. Oyun bittikten sonra gelin oynayanların ellerini öper. Sonra kadın oyunları devam eder. Gelin sağdıcı ile birlikte odasına çekilir. Seymenlerin kendi aralannda eğlenceleri devam eder.
Akşam yatsı namazından sonra cemaatle birlikte, damat evin önüne getirilir. Yapılan duadan sonra sağdıç önde, damat arkada orada bulunan yaşlıların ellerini öperler. Sonra evin kapısna hızla yönelirler. Bu sırada damada arkasından yumruk veya yumurta vurmak gelenektir. Salonda bulunan yaşlı kadınların elleri öpülerek damat odasına girer. Odaya girdiğinde damat veya gelin birbirinin ayağına basar. Kim önce basarsa evde onun sözünün geçeceğine inanılır. Kız sağdıcı, gelin ile damadı namaza durdurarak da-mat bohçasını alıp, odadan çıkar. Alınan damat bohçası seymenlere verilir. Bohçada bulunan yemişler seymenler tarafindan eğlence içinde yenir. Damat tarafından, geline yüz görümlüğü takılır.
Duvak : Duvak sabahı, gelin ve damat erkenden kalkarlar. Damat akraba ve kom-şuların evlerini gezerek, el öper ve karşılığında bahşiş alır.
Gelin ise görümce ile birlikte, yakınlarına verilecek hediyelerle el öpmeye çıkar. Bu gelin çeyizinden çıkan giyim esyalarından oluşan hediyelere gelin dürüsü denir. El öpme karşılığında bahşiş alır. Dürü dağıtımından sonra, Kıbrıscık'ta kadınlığın sembolü olan, zülüf ve kakül kesilir. (Zülüf, yüzün iki yanından kaş ile kulak arasından şakaklar üstüne sarkmış gibi görülen saç kesimidir.) Zülüf ve kakül kesiminden sonra gelin ve görümce tara- findan duvağa gelenler el öpülerek karşılanır. Duvakta gelinin başından alınan yeşil çevre, damada fakir bir çocuk tarafından satılır. Yöre türküleri eşliğinde dürü alan akrabalar oyun oynarlar. Böylece düğün tamamlanır.
Düğün sonrası gelinler uzun süre söyletilmez. Gelini söyletmek için damat yakınları, yakınlıklarına göre bahşiş verirler. Gelinin yakınları ile konuşması bundan sonra mümkün olur. Gelin evde damadın büyük erkek kardeşine ağa, küçük erkek kardeşine çelebağa, evde büyükler geline, gelin; küçükler ise gelinaba derler.